31 Ekim 2011 Pazartesi

kendine acı çektirmek

şöyle ki:
reddedilmişsindir, istenmiyorsundur ve bunalıma girmeye kalkarsın. o zaman da yapman gereken onla gittiğin yere gidip oturduğu yere yakın bir yere oturup veya aynı yere oturup düşünmek ve hayal etmek. bazen orda başka bir çift oturur sana garip gelir o an. ne kadar mutlular dersin. sen de orda oturduğunda mutluydun ama bir anlamı yoktu. onun orda olduğunu hayal edersin sonra. gözlerini kapar düşünürsün. sana sarılışı, dokunuşu, seni öpmesi, söyledikleri, yaptıkları gelir aklına bir bir sonra uyanırsın o rüyadan salak bir gülümsemeyle. kalkar gidersin ordan sonra. onunla aynı yolları kullanırsın. yanındaki arkadaşına bir an onun adıyla seslenirsin. ama aslında yanındaki o değildir başkasıdır. ama o an yaşanmışlık gelir akla ve engel olamazsın ağzından çıkan isme. 

geçmiş yazışmalar var bir de. açar açar okur durursun. yüzünden hafif bir gülümseme yaratsa da için kan ağlar. sonra mesaj kutunu boşaltırsın acını hafifletmek için ama telefonun sana ibnelik yapar ve kaybolmuş mesajları ortaya çıkarır. bir an açıp bakarsın 2 ay önce gelmiş bir mesaj. 2 ay sonrakinin tam tersi. iki mesajın farkı o kadar nettir ki neden diye düşünür cevap bulamazsın.

kendine acı çektirmek çok kolaydır. hatta bu dünyanın en kolay şeylerinden biridir. bazen bir metrobüs durağında beklerken kafanı çevirdiğinde gördüğün köşebaşı sağlar bunu bazen bir mesaj işte.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder