27 Ekim 2012 Cumartesi

bir deli not yazmış kırk akıllı okuyamamış


Sigarasızlık beni öldürmüyor ama öldürecekmiş gibi hissediyorum. Sinirliyim canım sıkkın en kötüsü de ayığım. Hergün kanında mutlaka alkol bulunan biri için en kötüsü de bu. Kola da içmiyorum ki ondaki alkolden yararlanayım. Tamam komik değildi.
Hayata karşı sert bi duruş sergilemek zorunda olmanın ne kadar zor olduğunu biliyor musunuz? Hakkınızda konuşulan onca şeye kulak tıkamanın? Size yapılan onca işkenceye gülüp geçmenin? Hayatımın her gününü son günümmüş gibi yaşamıyorum ama öyle yaşıyormuş gibi davranmak zorunda olduğum bi hayatta ben nasıl yaşadığımı anlayamaz oldum artık. Sürekli umrumda değil lafını kullanmak artık sıkıcı gelmeye başladı. Dışı seni içi beni yakar durumu bi hayatım var. Dışarıdan baktığınızda bu kız mükemmel yaşıyor lan dediğiniz benimse siktirip gitmek istediğim bi hayat. Kafa yicek duruma gelmenin acısı çıkıyor normal günlerde. O delirmenin etkileri hayatımı sikiyor birkaç hafta.
Doğru kadın değilim kimsenin hayatının aşkı değilim kimse adıma şarkılar yapmıyor kimse benim için yazmıyor ben tekim. Kendimle başbaşayım. Kendim için şarkılar yapıyorum ve kendime yazıyorum. Hayatımın aşkı yine benim. Bu hayatın doğru kadını benim. Benim hayatıma başkası asla olmazdı. En doğru kişi benim. Ve lanet hıçkırığımla uğraşıyorum.
Her şeyden ne zman bu kadar nefret etmeye başladım inan hatırlamıyorum. Ne zaman bu kadar umursamaz oldum? Ne zaman bu hale geldim? Saçlarımdan ne zaman nefret ettim? Kendimi ne zaman kaybettim?  Çoğunuzun kuul olmak için içtiği ilaçlardan nefret ediyorum amk ben. Beynimi uyuşturuyor sanki onlar. Daha çok deliriyorum daha çok nefret ediyorum her şeyden. Bu kafayı seviyorum ben. Yarı deli yarı normal hiçbir şey umrunda değilmiş gibi.
Yeni bir gün doğarken ben gene düşünce kusmuğumda boğulurken gene nefret ediyorum birilerinden. Gene acıyorum kendime gene batıyorum gittikçe. Bu aralar depresif evremdeyim anlaşılanç battıkça batıyorum. Sonunu göremiyorum. Sonsuz gibi onsuz bi boşluk tam anlamıyla sonsuz gibi. Elimi tutun isterken elimi her defasında neden saklıyorum inanın bilmiyorum. Büyük çelişkilerim var sadece kendi kafamda olduramadığım şeyler. Öldüremediklerimden daha güçlü.
Hayatın güzel bi yemek olmasını isterdim. Her gün iştahla yiyebileceğim. Sıkılsam bile bırakmayacağım beni mutlu edebilen. Ama bunun hangi yemek olduğuna bile karar veremedim şu an.
Hayatım şampanya şişesindeki viski gibi. Ne demek bu şimdi onu bile bilmiyorum. Saat sabahın 5buçuğu ve ben deli gibi saçmalıyorum. En doğru cümlem buydu sanırım. Saçmalıyorum ben sadece ayrıca şampanya şişesindeki viskiyi buldum. Şampanya tek başına değil kutlama anında içilirken viski tek başına içilir. Buradan kalabalıklar içinde yalnızım klişesine gelebilirim sanırım ve geldim evet. Uyusam iyi olacak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder