27 Ekim 2012 Cumartesi

aylarca bir telefon beklenir siksen gelmez


aylarca tek bi telefona hasret kalırız bazen. telefon her çaldığında gelen her mesajda onu bekleriz. içilen her sigarada onu anarız. her taksim gecesinde onu düşünür biraz daha sarhoş oluruz. 
her bindiğim vapurda onu düşündüm. ona giderken bindiğim vapurları hatırladım. son dakka yetiştiklerim içinde uyuyakaldıklarım. heyecanla bindiğim vapurlar. sonra güzel bi fon müziği eşliğinde içtiğim sigaranın silüetinde gördüm onu defalarca. telefon çalsın istedim o an. arasın. napıyorsun lan desin. demedi. aylarca tek bi telefona hasret kaldım ben. kendimi avuttum arayacak dedim. beni arar o. aramalı. aramadı. 
birileri aradı hep. başka adamlar. onların sesinde seni aradım. bulamadım. kimse senin kadar sıcak konuşamazdı ki. pamuk gibi tenine benzeyen bi sesin vardı içimi ısıtan uyumamı sağlayan. ama sen aramadın. ben aylarca uyumadım.
hani evren biz bakarken soyunamaz geyiği vardır ya. hah işte tam 7 ay sonra aradın sen. ben artık beklemeyi kesmişken. başkasının telefonlarını gülerek açarken. başkası içimi ısıtırken sen aradın. 
onca ay sonra aradığın ilk akşamı hatırlıyorum da:
kızlarla muhabbete gitmiştim. telefonu da odada bırakmıştım. hemen gelicem diye. muhabbet uzadı tabi ben gelemedim. 1 saat sonra falan geldiğimde telefonumda 3 çağrı vardı. dedim gene benim sevgili merak etmiş. açıp baktığımda orda yazan ismini gördüm sevgilimin adının üstünde. elim ayağım titredi. kızlar vardı yanımda. ne olduğunu anlamaya çalışıyorlardı. ben bi sigara yaktım o an. son sigaramdı o geceki. sakinleşmeye çalıştım. sonra sesin geldi aklıma. içimden çikolata şelaleleri aktı o anda. mutluluk doldum.

sonra gene canımı yaktın. gene bitti. her zamanki gibi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder