27 Ekim 2012 Cumartesi

bir delinin notları vol bilmemkaç

hayatımı koca bi bavula sığdırabilirmişim gibi geliyor önümdeki bavular bakınca. kıyafetler, ayakkabılar, kitaplar, önemli birkaç eşya, fotoğraf makinası, vazgeçemediğim fularlarım, ders notları, birkaç yüzük ve kolye de eklersek ki bolca yer var hayatımın tamamını sığdırmış olurum bavuluma. 20 senelik koca bi hayatı tek bi bavula sığdırabilirim bunu farkettim. tabi bavula sığmayacak kadar bol anı ile. hani gitmek istersin ya bazen çokça uzağa kimsenin olmadığı bilmediği yerlere sonra da aklına gerçek hayat gelir otursun yerinde. bu maddesel halidir bunun. bi de ruhsal hali vardır. adı aşktır. kimsenin bilmediği kimsenin olmadığı bir yere gidersin korkmadan. sana defalarca gelme demesine rağmen gitmişsindir. gidersin işte nedensiz. her şeyin bi nedeni olduğuna inanan sen ona nedensiz gidersin. seni çeken şey nedir bilmezsin. bazıları takıntı der bazıları aşk ama ben bi ad koyamıyorum daha. kafamda mutlu hikayeler yaratıyorum. onları yaşıyorum rüyalarımda sonra aydınlık bi güne karanlık olarak uyanıyorum. karanlık uyanmak nasıldır bilir misiniz? güneş yüzüne yüzüne çarparken senin koca bi karanlıkta oturman nasıldır? istanbul’a ilk geldiğimde ağlayarak geri dönmeye karar vermiştim ve şimdi o kararımı uygulamadığım için pişmanım. o ilk gün ağladığımda bir şeylerin ters gideceği belliydi. bu şehir adamı mahvediyor çünkü. koca bi 2 sene olduğunu gördüm bavuluma bakarken. 2 sene önce giydiğim tshirtün yanına yenileri eklendi. 2valizle gelen ben şimdi 2 valizle asla dönemem ama şu an tek bavulla dönüyorum evime. istanbul’a ilk geldiğimde yağmur yağmıştı. sabah 6gibiydi. ilk zamanlar hep yaptığım gibi güneşin doğuşunu istanbulda izlemiş boğaza hayranlıkla bakmıştım. şu 2 senede boğazı çok farklı yerlerden gördüm ama hala o ilk otobüsle geçerken gördüğüm hissi alamıyorum sanırım. hayatım değişiyordu o an çünkü. benim bilmediğim bi masal yazılıyordu geleceğime. adını bilmediğim uzun bi masal. masalların mutlu sonra bitmeyeceğini bu şehir öğretti bana. masalıma vapurda içtiğim onlarca sigara eşlik etti. bu arada beşiktaş-kadıköy vapuru size istanbulu yaşatabilir. içinizde hissedersiniz istanbulu. tüm o manzara tüm o evlerin ışıkları farklı hayatlar farklı insanlar farklı masallar… küçük bi çocuk mutluluk oldu bana bazen. hep gülümsedim yanımdan geçen her çocuğa. gözlerinde masumiyetimi gördüm hani şu kaybetmekten bıkmadığım masumiyeti. emin olun bi kere kaybedilmiyor o masumiyet. çocukluğumu aradım onlarda. vücudumdaki yara izleri geldi aklıma. düşmekten her yerim kanarken yine de mutlu olabildiğim geldi. mutsuz değilim yanlış anlama. bilirsin mutsuz olsam da umursamam ben pek zaten. severim de bazen. bu masal bitmedi daha. bitemedi. saçmalıyorum sadece.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder