21 Mart 2012 Çarşamba

müzik içmişim başım dönüyor

neun welten-valg




müziğin çok tanrılı ya da sanrılı bi din olduğuna inandığın an şarkıya tapmaya başlıyorsun. 

puslu bi kış gecesi, yağmurlu bi sonbahar, hafif rüzgarlı bir yaz günü, nisan yağmurlarıyla bezenmiş bi ilkbahar…

nerde nasıl olduğunu önemi yok. topuklu ayakkabı, postal, çizme, babet… ney giydiğinin hiçbir önemi yok.

mont-atkı-bere, kazak-kot, askılı-şort, tshirt-bermuda… dedim ya nasıl olduğunun hiçbir önemi yok.

ihtiyacın olan tek şey sadece bir çift kulaklık ve müzikçalar. 

sokağın ortasına oturabilirsin, bir banka oturabilirsin, kumsalda oturabilirsin ama asla yürüme ya da acelen olmasın. 
sadece 6 dakika 10 saniyeye ihtiyacın var. ve bu 6dakika boyunca sadece sessizliğe gömülüp kulaklarını dinlemeye ihtiyacın var. sanki tüm yaaraların kapanabilirmiş gibi her şeyi unutabilirmişsin gibi tüm geçmişin silinebilirmiş gibi yeniden başlayabilirmişsin gibi. tek yapman gereken şarkının sana karışmasına izin vermek. şarkıyla ruhunun dans ettiğini düşün. notalar ruhunla mükemmel bir karışım oluşturmakta. birbirlerinin içinde geçiyorlar müthiş bi senkronizasyonla. 

yavaş yavaş yaklaşıyorsun sona ama yükseliyorsun gittikçe. çokça yukarılardasın şimdi. özgürsün. ama bi anda gözlerin açılıyor büyük bir gülümsemeyle. 

değişik bitiyor bu şarkı. hiç bitmesin denilen şarkılardan. bir yaşama sebebi. bir hayat sevinci. öyle bir şeyler işte.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder