25 Mart 2012 Pazar

gitarının teli olsaydım




bir adam vardı geçen sene mayıs ayında. ikinci seviştiğim adam. yarı ünlü. kendisi baterist idi. böyle çoğumuzun dinlediği konserline gittiği gruplarda falan çalmış. bir de baya ünlü bir şirkette de yöneticiydi. he yönetici dediğime bakmayın 25 yaşında daha. çok yakışıklı değildi amaaa çok karizmatikti. uzun saçları vardı. kolları dövme doluydu. bir gün yemek konusu açıldığında gel yap da yiyelim dedi şaka yollu. ben de yaparım ne var ki diyince 1 gün sonrası için sözleştik. her ne kadar adama senle sevişeceğimi sanıyorsan yanılıyorsun desem de adam benle sevişeceğine emindi ki ben de kuaföre uğramadan gitmedim tabi. üsküdar’da iskeleden aldı beni. kıyafetime bi güzel laf etti. neymiş çok dekolteliymiş. önce alışveriş yaptık. alışveriş sırasında makarnayı almak için eğilirken beni bir anda durdurdu. bırak bırak ben alırım eğilme öyle oran buran açık dedi. alışveriş bittikten sonra evine geçtik. güzel bir evi vardı. sade, kırık beyaz döşenmiş, küçük, hoş bi ev. yer yatağı vardı. yer yatağına sevgim o günden kalmadır. çok rahat bir şey çünkü.

yemek yaptık beraber. bana karışıp durması sinir etse de beraber yemek yapmak keyifliydi. içilen 1 bira sonrası -o zamanlar dayanıksızdım- hafiften kafayı bulmuştum. onda kalmamı istiyordu ama ben gidiceğimi düşünüyordum. yine de yurt iznini ayarlamıştım. muhabbet ederken çok iyi masaj yaptığında bahsetti. bana masaj yapmak istediğini söyledi. açıkçası iyi bir masaja hayır diyemezdim ki demedim de zaten. yatağa yüz üstü yattım. herif de üzerimde tabi. bir masaj yapıyor var ya resmen mayıştım kaldım. kendimden geçtim. tabi kısa sürdü. dudaklarını sırtıma değdirmesiyle titremem ve kendime gelmem bir oldu. o dudaklarını değdirdikçe ben eridim bittim kendimden geçtim. dudaklarıyla beraber boynundaki asker künyesi de değdikçe bu sefer onun soğukluyla titredim. onun masajı memelerime doğru kayarken  dudakları da enseme ordan kulağıma yanağıma ve en sonunda da dudağıma geldi. ama ne gelmek. gerçekten güzel öpüşüyordu. ama been naptım çırılçıplak kaldıktan sonra yapamam dedim. her türk kızının klasik olayıdır. bakire de değildim lan. neden dediysem? neyse bir süre sakince yattıktan sonra bu sefer ben dayanamadım. adam bana arkası dönükken sırtını öpmeye başladım -erkeklerin genellikle etkilendikleri yer sırtlarıdır- ensesine geldiğimde yapma dedi. neden diye sordum. hoşuma gidiyor çünkü diyince devam ettim. o da bu sefer talimatlar vermeye başladı. ensesinden dudaklarına kadar onun talimatlarıyla ilerledim ve sonunda seviştik. -gerçi sevişmeden önce ufak birkaç sorun oldu ama olsun- ama ne sevişmek. hayatıma ondan sonra hiç onun kadar iyi sevişen girmedi. daha doğrusu girdi de orgazma ulaştıramadı beni. adam resmen seks tanrısıydı gözümde. ki ona göre de ben seks tanrıçasıydım. orgazmdan orgazma sürüklenirken o da orgazm olduktan sonra gelip yanıma yattı ve sarılarak bir süre dinlendik. sarılmayı çok sevdiğimi biliyordu. benim aksime o hiç sevmiyordu. yine de ben daha bir şey demeden dur geliyorum sarılcam diyerek geldi sarıldı ve dinlendik.

uzun boylu bir adamdı. bu yüzden tshirtü bana bol ve elbise gibi geliyordu. bu durum çok da hoşuma gidiyordu. öylece yatakta yatarken bu balkona çıktı tam olarak hatırlamadığım bi nedenle. balkonda 1 tane gitar vardı. onu aldı geldi ve yatağa oturdu. çalmaya başladı. seviştikten sonra size gitar çalan bir adam gibisi yoktur. o yarı çıplak gitar çalarken ben de kalktım arkasına yaslandım. sırtını öperken o çalmaya devam etti. sonra sadece arkasından sarılarak durdum ve onu dinledim. o kadar tatlı bi durumdu ki sanırım hayatım boyunca unutamadığım anlardan olarak kalacak.

müzisyen adamla sevişmek bir başka. hele o adamla sevişmek bambaşkaydı. üzerimde sadece onun tshirtüyle evde yalınayak dolaşmak kendimi seksi hissettirmişti. onla geçen 3 günüm de zaten mükemmel geçti.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder