13 Aralık 2011 Salı

grip yansımaları

6 ay önceydi. bana hayatımdan çık git demesinin üzerinden 1 ay geçmişti. bu kez dayanamayıp gitmiştim ve 1 ay boyunca onu hiç aramamıştım. nasıl dayandım ben bile bilmiyorum. sonra o mesaj attı bir gün. şaşırdım. konuştuk ve ben o olduğuna inanmadım. onun cümleleri değildi çünkü. inanmadığımı da ona belirttim. sonra aradı. sesi bile bir garipti. sevdiğim adam değildi o. nedeni de artık düzgün bir insan olmaya karar vermesi ve askerlik öncesi hazırlıklarıydı. neyse burası tekrar nasıl konuşmaya başladığımızın özetiydi.

hastaydım. 15 mayıs gibi başladıydı gribim sanırım. belki birkaç gün daha önce. yataktan zar zor kalkıyordum ve travesti sesine sahiptim. o günlerde bir de banyoda bayılma vakası geçirmiştim. koskoca şehirde yalnızdım. bayıldığımda da yalnızdım. tek başına ayılmak baya zor bir şey. ikimiz de birbirimizi twitterdan gizli gizli takip ediyorduk. o da beni ediyordu ve sürekli yazdıklarımı bahane ederek arıyordu. hastalığımın nasıl olduğunu soruyordu. bayıldığımda aradı. üst üste her gün aradıktan sonra bir 19 mayıs sabahı aradı ve kalk bana gel sen iyileşemiyorsun, ben çorba bir şey yapar iyileştirmeye çalışırım dedi. koşa koşa gittim. ben, ona hiçbir şey hissetmediğini düşünen ben koşa koşa gittim.3 4 gün bende kal hem halletmemiz gereken şeyler var 1günde halledilmezdedi. yurttan iznimi alıp onun kollarına attım kendimi. kapıyı açtığında farklı biriydi karşımdaki. kısacık saçları, bakışları farklıydı. sarıldım sıkıca. ilk defa kapıyı açıp içeri geçmedi zaten bekledi beni. 
hem en mutlu hem de en berbat anlarımı yaşadığım odasına geçtik yatıp uyuduk. saatler geçiyordu ben uyuyamıyordum. oysa küçücük bir çocuk gibi göğsümde yatıyordu. bana sıkı sıkı sarılmıştı. onu ilk defa öyle görüyordum. bana ilk defa böyle hissederek sarılıyordu. ilk defa beni sevdiğini düşünmüştüm. küçücük bir çocuk gibiydi. o gözlerin açtığında gözlerimi kapatıyordum ben ve dudağıma minik bi öpücük kondurup tekrar göğsüme yatıyordu. o an onu kandırdığımı düşündüm. ben ona bir şey hissetmiyordum. 1 ayımı kendimi buna inandırarak geçirmiştim. hissedemezdim. 
kalktım bir anda yataktan sessizce giyindim. çekip gitmem gerekiyordu ordan. gitmeliydim. tam çıkarken gözlerini açtı. yanına uzanıp küçücük bir öpücük kondurdum dudaklarına. gitmem gerek görüşürüz dedim. (onu son görüşüm bu olur diye düşünüyordum) çıktım gittim. ilk otobüsle de bartın’a döndüm. 

şimdi 6 ay sonra ben hastalıktan ölüyorum. 1 haftadır yataktan çıkmadım. geçen gün bayıldım. ama o telefon asla gelmeyecek biliyordum. aramaz. aramazdı. aramadı. tek başıma iyileşmeye çalışıyorum. ama aklıma sürekli bu olay geliyor. 6ay önce kaçırdığım fırsat geliyor. halletmemiz gereken şeyin ne olduğunu hala bilmiyorum.
hastayım be adam. çok hastayım. ama sen yoksun artık. hiç de olmayacaksın.


bu da yazının şarkısı
http://www.youtube.com/watch?v=0F7H-X0uKHg

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder